Siz ne sıklıkla rüya görürsünüz bilemem ama ben ortalamanın üzerinde rüya görüyorum diyebilirim sanırım. Benim gördüğüm rüyalar genellikle hep bir aksiyon filmi gibi olmuştur. Peşimde devamlı birileri beni kovalar ve ben de çeşitli cambazlık hareketlerle onlardan kaçmaya çalışırım. Bunu yaparken de keyif alıyorum ayrıca. Tam yolun sonuna gelip kaçmayı bıraktığımda da ya uyanıyorum ya da başka bir rüyaya geçiş yapıyorum. Gerçi bu tarz rüyaları da bir süredir görmediğimi belirteyim.
Bu kısa girişten sonra sizlere -ve aslında ileride hatırlamak için kendime- unutamadığım rüyalarımdan birkaçını anlatmak istiyorum. Birçok kişinin hayatında unutamadığı rüyaları vardır. İşte benimkiler…
- Beni en çok etkileyen rüyamı anlatarak başlamak istiyorum. Uzun zaman önce gördüğüm bir rüyaydı. Yattığımda gece saat tam 03.00’tü. Yatar yatmaz uyumuşum. Rüyamda eski antik bir kente benzer bir yerdeydim. Eski çağlardaki o sütunlardan filan vardı etrafta. Birden deprem olmaya başladı. Sakallı bir adam -aksakallı değil :D- daha Eşhedü en lâ ilâhe deyip kelime-i şehadeti bitiremeden üzerine sütunlardan biri düştü. Birden yerden yükselmeye başladım. Dünya ayaklarımın altında küçüldü ve uzayda her yer kapkaranlık vaziyetteyim fakat bir yere basıyor gibiyim. Bastığım yer cam gibi çatırt diye kırılıyor ve hızla zaten kapkaranlık ortamda daha da aşağıya düşüyorum. O anda sanki yere çarpmış gibi yatakta zıpladım ve uyandım. Tüylerim diken diken olmuştu. Saate baktım ve saat 03.05’ti. Rüyayı sadece 5 dakika içinde görmüştüm. Rüyanın etkisinden kurtulmak için bilgisayarın başına geçip biraz nette takılıp sonra geri yatmıştım.
- Dedemi kaybedeli yıllar oluyor. Çok sık olmasa da arada sırada dedemi rüyalarımda görürdüm. Rüyalarımda ne zaman dedemi görsem hep şu cümleyi kuruyordum. “Dede, ölmemişsin. Yaşıyorsun.” Fakat bir tanesinde dedemin evindeydim. Dedem kapının önündeydi. Yine aynı cümleyi kurdum. “Dede, ölmemişsin. Yaşıyorsun.” Sıkıca sarıldım ona. Hiçbir karşılık vermiyordu. Sarılmıyordu ama sarılmama izin veriyordu. Bense göz yaşlarımı tutamıyordum. O esnada yataktan hıçkırarak ve gözlerim yaşlı bir şekilde uyandım. O kadar gerçekçiydi ki. O an dedemin gerçekten yanımda olduğunu hissettim. O zaman rüyamı anlattığım kişiler de dedemin gerçekten ziyaretime geldiğini söylemişlerdi. Ne kadar doğru bilemiyorum. Nur içinde yat dedem, benim manevi babam. Seni seviyorum…
- Unutamadığım rüyalarımdan bir diğerinde de bir koltukta oturuyorum. Önümde, aralarında biraz mesafe bulunan üç kişi oturuyor. En soldaki babam, karşımdaki kişi dedem ve sağ tarafımdaki kişinin kim olduğu belli değil. Birisi var ama görüntü yok. Simsiyah bir görüntü. Ben o görünmeyen ve siyah kişiye bakıp bakıp ağlıyorum. O anda sanki dedem için ağlıyordum ama dedem karşımda oturuyordu. Belki de o siyah ve görünmeyen kişi dedemin ölü olduğunu bana hatırlatıyordu. Sanırım o yüzden ağlıyordum. Babamsa “Neden ağlıyorsun oğlum?” diye sorup duruyordu. Bense ağlamaktan cevap dahi veremiyordum. Ağlamam durmuyordu.
Bir dönem Antalya’da teyzemlerin oturduğu evin üst kısmı tuğla halde ve ben rüyamda her akşam oraya çıkıp oradan aşağı atlıyordum ve yere yüzüstü çakıldığım an uyanıyordum. Bunu da kendime not olarak eklemiş olayım.
Tamam biliyorum. Sizin de içinizi kararttım. Ne yapayım, adam gibi bir rüya ne zaman gördüm hatırlamıyorum bile. 😀
Buraya kadar okuma zahmetine girdiğiniz için teşekkür ederim. Sizin de unutamadığınız rüyalarınız varsa -özellikle güzel olanlarını- yazının altındaki yorum kısmına yazmayı unutmayın. Belki sizin güzel rüyalarınız benim rüyalarıma yön verir. Kim bilir? 🙂
Comments of this post
Tuğba
27 Haziran 2014
Söylediğin şeyler çok tanıdık geldi ben de çok rüya görür ve etkisinde kalırım. Genelde çok stresli zamanlarımda çocukken gördüğüm rüyaları tekrar tekrar görüyorum, bunu sebebini çok araştırdım neden o rüyaları unutamıyorum bilmiyorum. Beni çocukken de şuan arasıra hala gördüğümde de korkutan: sanırım annemin verdiği mısırı yemeniş olmalıyım ki arkandan koşar, ağlar lafının etkisinde kalıp mısır tarlasında devasa mısırların beni kovaladığını görüyorum, her defasında kan ter içinde uyanırım ilginç cidden
P_Buyukarslan
27 Haziran 2014
Çocukları bu tarz şeylerle bir şeyi yapmaya teşvik etmeyi doğru bulmuyorum. Zaten görüldüğü üzere sizde de kötü etki bırakmış.