Atatürk

DJ Gktg-G ile Röportaj

Sizlere 2010 yılının aralık ayında duyurmaya başladığımız röportajı, biraz gecikmeyle de olsa bugün sizlere sunuyoruz. Dj Gktg-G, bütün içtenliğiyle, hazırladığım soruları yanıtladı. Ben okurken keyif aldım. Sizlerin de aynı keyfi alacağını düşünüyorum. Bu arada röportajın sonunda sizler için hazırlanan, Dj Gktg-G’nin kendi odasında çekilen videoyu da izlemenizi tavsiye ederim. Zaman ayırıp bütün sorularımı, bıkmadan, usanmadan cevapladığı için buradan bir kez daha kendisine teşekkür ediyorum.

Soru: Bize biraz kendinden bahseder misin ? Adın Soyadın, Neler yaparsın?

Cevap: Göktuğ Gönce diye biliniyorum 25 yıldan bu yana 🙂 Genel olarak sanatsal çalışmalar ve araştırmalar ile geçiyor hayatım. Müzik, mimari ve görsel sanatlar bunlardan birkaçı.

Aynı zamanda Mimari Restorasyon mezunuyum. Bir diğer işim de tarihi yapıların restore edilmesi.

Soru: DJ’liğe nasıl başladın ?

Cevap: Bu soruya müziğe nasıl başladığımı anlatarak cevap vermek isterim.
Benliğimin “müzikle olan tanışması” olarak hatırladığım ilk kare, 1987 yılında ben 3 yaşındayken babamın arabasının arka koltuğunda Dire Straits’in Money for Nothing şarkısında kafa sallamamdır 🙂 Bunu takiben 1988 yılında babamın doğum günümde bana aldığı bir walkman ve Michael Jackson’ın Bad albümü benim birçok şeyi yaşıtlarımdan farklı yapmama sebep olmuştur. Bu gelişmelerle atılan müzikal temellerim anasınıfına giderken yine babamın bana aldığı bir Yamaha midi klavye ile doruklara ulaştı. Daha çok taverna müziğine yakın işler çıkarsam da 🙂 , bu midi klavye sayesinde notaları ritmleri ve sesleri tanıma imkanım oldu. Ardından lise yıllarında alınan şan dersleri ve yine bir doğum günü hediyem olan klasik gitarım enstrümanlar ve müzikle hep içi içe büyümemi sağladı.

Ardından ise bilgisayar ve internetin hayatımıza girmesiyle elektronik müziğe olan ilgim kabardı 🙂 Önceleri bilgisayar tabanlı Dj. programları üzerinde amatör çalışmalar, forumlar üzerinden yapılan araştırmalar, youtube üzerinden izlenen eğitici videolar sayesinde işin sadece teorik kısmını hallettim.

Kendi evimde, yazları verdiğim ev partileri ile hazırladığım setleri ve playlistleri 15-20 kişi ile paylaştım ve macera başlamış oldu 🙂 Tabi müzikle çocukluktan bu yana olan ilgim ve nota okuma bilgim sayesinde hep bir adım daha ileride buldum kendimi.

Sonrasında üniversite yıllarımda kendi yaptığım partiler, bu partileri yaptığım mekanlardaki Dj.ler ve onların kullandığı gerçek ekipmanlar, benim bilgisayar tabanlı olan çalışmalarımı biraz daha profesyonelleştirdi ve turntable nedir, mixer nedir, geçişler nasıl yapılır, mix nasıl yapılır isimli sonlarında büyük soru işaretleri olan sorularıma cevaplar bulmamı sağladı.

Artık kendi partilerimin Dj.liğini yapmaya başlamıştım ve işi teorikten pratike dökmeyi başarmıştım. Hikayem biraz uzun ama doyurucu oldu umarım.

Soru: Sanırım bu işi yaparken kullandığın isim DJ Gktg-G. Her DJ bu tarz takma isim kullanıyor mu? Veya kullanması gerekiyor mu?

Cevap: Dj. Gktg-G ismini kullanıyorum. Bu tamamen tercih meselesi ve yaptığın müziğin tarzı ile ilgili. Ama genel olarak tercih meselesi. Ben hem kendi ismimden uzak olmasın hem de kısa bir isim olsun istedim. Dj. Funky-C’de isim ve müzikal anlamda ilham aldığım kişidir.

Soru: Bu işte karizma veya yakışıklılık önemli mi?

Cevap: Yani sonuç olarak bir sahne işi yapıyoruz ve gözler üzerimizde. Buna bağlı olarak sahne duruşu ve görselliğimiz de önemli. Yakışıklı olması gerekmez bir Dj’in ancak bir tarzı olması gerekir ve sivrilen bir duruşu 🙂 Bence olay karizma peşinde koşmakta değil, eğlenceli olmakta bitiyor. Zaten işini güzel yaptıktan sonra karizma kendiliğinden oluşuyor. Burada eğlenceli olmak ve eğlenceyi kovalamak önemli dostum.

Sen sahnede ne kadar eğlenir ve ne kadar pozitif ışık yayarsan etrafa, seni dinleyen senin çalacağın bir sonraki şarkıyı sabırsızlıkla bekleyen kitle de sana eşlik eder ve seninle eğlenir.

Soru: Bir DJ’de olmazsa olmaz dediğin bir özellik var mı?.

Cevap: Bence en önemli özellik, ki bence bu bir özellik değil yetenek; İletişim Kabiliyeti. Seni dinleyenlerin kaç kişi olduğu fark etmez, 20 kişiye de çaldım 8.000 kişiye de. İşine saygı duy ve insanlarla iletişim kur. Onlarla göz teması kurmazsan ve eğlenceyi paylamaşsan winamp’tan bir farkın kalmaz.

Soru: DJ’likte başarılı olduğunu düşünüyor musun?. Çevrenden gelen tepkiler nasıl?.

Cevap: Ben kendi kendime evimdeki stüdyomsu odamda çalarken çok eğleniyorum ve bunu insanlarla paylaştığım zaman güzel tepkiler alıyorum. Müziği seviyorum, Dünya’yı seviyorum, insanları seviyorum neden mutlu olmayalım 🙂

Soru: Örnek aldığın, beğendiğin DJ’ler var mı? Varsa kimleri örnek alıyorsun ?

Cevap: Az önce bahsettiğim gibi başta Dj. Funky-C (Cem Nadiran) geliyor. Hüseyin Karadayı ve Murat Uncuoğlu da sahnelerini ve müzikal çalışmalarını çok beğendiğim üstadlar.

Soru: İleride ünlü bir DJ olursan albüm yapmayı düşünüyor musun? Bu soruya paralel olarak eğer albüm yaparsan klibinde beni de oynatır mısın? :)) (Not: Bana izlettiğin Diyar Pala’nın klibi gibi bir klip olursa seve seve oynarım 😀 )

Cevap: Albüm çalışması tabi ki de hayallerim içinde ancak bunun için henüz çok zaman var gibi. 2011 yılında bir teaser çalışması yapmayı düşünüyorum sinemacı arkadaşlarımla, tanıtım amaçlı, bol eğlenceli ve müzikli 2-3 dakikalık bir video klip. Şimdiden adını yazdım oyuncu listesine:)

Soru: Gördüğüm kadarıyla kendine ait bir websiten yok. Site açmayı düşünmüyor musun ?

Cevap: Bir web sitem yok henüz, işleri facebook üzerinden bir Fan sayfasından yürütüyorum. En kısa zamanda donanımlı ve görseli kuvvetli bir web sitenin sahibi olmak istiyorum açıkçası.

Soru: Bu işi hobi olarak mı yapıyorsun yoksa ilerideki hedeflerinde ünlü bir DJ olmak var mı?

Cevap: Hobi olarak başladı ilk başlarda elbette, ancak artık hayatımın büyük bir kısmını müzikle geçiriyorum. Hem zaman olarak, hem kazanç olarak.

Ünlü olmak yada underground kalmak farketmez benim için. Beni dinleyenler gece sonunda tebrik için geldikleri sürece ve Porsche’uma benzin koyduğum sürece sorun yok dostum 🙂 Ün, şan, şöhret peşinde olan biri değilim ve para gerçekten önemli değil, sadece miktarı önemli 🙂

Soru: DJ’likte zorlandığın anlar oluyor mu?. Bu işin en zor yanı/yanları nedir?

Cevap: Zorlandığım anlar oluyor elbette. Müzik sisteminin azizliğine uğradığım zamanlar oluyor. Tam parçanın en güzel yerinde müzik kesiliyor ve mekanda derin bir sessizlik. Tonmaister işinde iyiyse bu sessizlik en fazla 10 saniye sürer ama acemiyse 1 dakika müziğin sustuğunu bilirim.
Bunun dışında turntable, mixer ve sahne üçlüsünün dinleyiciye çok yakın olduğu mekanlarda elinde içki dolu bardakla bana yaklaşan kızlardan çok korkarım ben, erkekten ise hiç haz etmem 🙂 Şarkı istemek için gelir, fotoğraf çekilmek için gelir, sarılmak için gelir, öpmek için gelir. Ne için gelirse gelsin bu dostlarımız ya üstüme ya da makinelerime içki dökerler ve giderler.
İşte bu işin en zor yanları 🙂

Soru: DJ’lik senin hayatında neleri değiştirdi ? Ün, şan, şöhret, para, kadınlar(!)… ? Rahat ol, dök içini. Biz bizeyiz sonuçta 😀

Cevap: Sonuçta tabi ki sahne aldığın mekanlar arttıkça seni tanıyan insanlar artıyor, seni dinleyen insanlarla karşılaşıp selamlaşmak laflamak güzel oluyor. Tanınmak hatırlanmak güzel bir his. Para konusuna gelince, eğlence sektörü bu konuda ciddi anlamda bonkör. İşini güzel yapıyorsan, aranan adam oluyorsun, aranan adam olduğunda da maddi olarak doyurucu sonuçlara ulaşıyorsun. Ama sabretmek çok önemli, kimse 1 gecede kahraman olamıyor. Çalışmak emek sarfetmek gerekiyor.

Kadınlar konusuna geldiğimizde ise müzik aşkı ile kazanovalığı asla karıştırmamak gerek, zira ışıltılı, eğlenceli ve fazla sıcak akşamlarda kontrolü kaybedersen kendini de kaybedersin. O yüzden neden sahnede olduğunu unutmamakta fayda var. Ben böyle düşünüyorum. Ama genel olarak bir ilgi artışı ve samimiyet yoğunluğu vuku buluyor gecelerimde 🙂

Soru: DJ’lik yaparken kullandığın Turntable isimli bir alet var. Bunu kullanmayı öğrenmek ne kadar zamanını aldı? Bunu sana öğreten birileri oldu mu yoksa kendin mi öğrendin?

Cevap: Bu cihazı kullanmayı öğrenmek ciddi anlamda vaktimi aldı. Bu iş öyle bir iş ki, kimse işin püf noktalarını göstermez ve öğretmez. Zaten nüansları kendin yakalayıp keşfetmedikçe anlamı da yoktur. O yüzden iyi bir izleyici ve araştırmacı olmak önemli.

Yaklaşık olarak haftada 2 antremanla maksimum 3 ayda tamamen kavranabilecek makineler bunlar.

Soru: İzmir’de sürekli çaldığın bir yer var mı? Seni görmek isteyenler seni nerede bulabilirler ?

Cevap: Şu an için Cumartesi geceleri Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde, Gazi Kadınlar Sokağı’nda Opus’ta çalıyorum.

Bunun dışında özel partiler olduğunda İzmir ve Bodrum’da çeşitli mekanlarda çalıyorum. Bahar aylarında da Efes Pilsen’in organize ettiği Sokak Şenliği etkinliklerinde sahne alacağım.

Soru: DJ olmak isteyenlere bu işi öğretir misin? Ders filan vermeyi düşünür müsün?

Cevap: Yeni yılın gelmesi ile birçok proje ayyuka çıktı elbet. İzmir’de profesyonel bir müzik stüdyosu ile görüşmeler sürüyor şu anda yakında detayları sana ulaştırırım zaten. Profesyonel donanımlı bir Dj. Okulu var şu an ufukta.

Soru: İzmir dışında başka illerde de çalışma imkanın oldu mu? Olduysa nerelerde oldu ?

Cevap: İstanbul, Muğla, Bodrum, Kuşadası ve Çanakkale’de çalıştım dostum. Ancak şunu söyleyebilirim Türkiye’de müziğin ve eğlencenin kalbi İstanbul’da atıyor.

Soru: Bu işten iyi para kazanıyor musun?

Cevap: İyi para’dan ne anladığına bağlı dostum. Şaka bir yana beklentilerimi karşılıyor.

Soru: DJ olmak isteyenler bu işe nereden ve nasıl başlamalı ? Ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsin ?

Cevap: Önce bilgisayarlarına bir Dj. Programı indirsinler. Artık işleri çok kolay çünkü internet inanılmaz olanaklar sunuyor. Forumlardan bilgiler edinsinler, videolardan Dj’ler neler yapıyor izlesinler. Ama öncelikle belli bir müzikaliteye sahip olsunlar. Gadget ruhlu olmak gerek bu iş için, üretmek gerekir. Basit detaylar atlanmamalı, başarının anahtarı detaylarda gizlidir.

Soru: DJ olmak isteyenler için herhangi bir okul var mı ?

Cevap: Çeşitli Dj. kursları mevcut. Ama genelde İstanbul’da yoğunlaşmış durumdalar. İzmir’de kaliteli iş pek yapılamadı bu güne dek. Dediğim gibi önümüzdeki günlerde güzel gelişmeler olacak bu konuda.

Soru: DJ’lik yaptığın sırada başından geçen komik/ilginç bir olay oldu mu?. Olduysa bunu bizimle paylaşır mısın ?

Cevap: Çok fazla komik ve ilginç olayla karşı karşıya kalıyorum işin aslı ama bana en komik gelen ve en çok eğlendiğim şey, bazen setup başındayken aşağıdakilerden daha fazla dans ettiğim zaman o endişe dolu bakışların üzerimde toplanması ve çok geçmeden dinleyenlerinde kendilerini ritme kaptırıp benimle aynı eğlence eşiğine gelmeleri. Bu beni inanılmaz eğlendiren bir detaydır.

Soru: Bu yazıyı okuduktan sonra DJ’likle ilgili sana ulaşmak isteyenler olabilir. Facebook’ta Fan Sayfası veya kendine ait bir adresin var mı ?

Cevap: Dostum facebook’taki kişisel sayfamdan ya da fan sayfamdan ulaşabilirler. Kendi web adresimle ilgili çalışmaları da en yakın zamanda başlatacağım zaten.

DJ Gktg-G Kişisel Facebook Sayfası
DJ Gktg-G Fan Sayfası

Polat Büyükarslan: Bize zamanını ayırıp, sorularımıza yanıt verdiğin için teşekkürler.

Dj.Gktg-G: Rica ederim Polat’cım, ben teşekkür ediyorum. Müzik, sevgi ve barış içinde bir yıl diliyorum.

Dj. Gktg-G Youtube Videosu

Dj. Gktg-G Facebook Videosu

Comments of this post

serhat dağkıran

serhat dağkıran
02 Şubat 2011

yüzzzzzzzüüüüüüüüüüneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee 😉

Kardeşim başarılarının devamını diliyorum. Seni Seviyorum.

Seçkin

Seçkin
02 Şubat 2011

Klavyesi sağlam'dır Dj gktg-G'nin… Tokyo sokakları onu bekliyor unutmasın!

Röportaj için çok teşekkürler elinize sağlık…

Ömer Ekinci ile Quizy.Me Üzerine Röportaj |

Ömer Ekinci ile Quizy.Me Üzerine Röportaj |
04 Nisan 2011

[…] daha önce DJ arkadaşım DJ-Gktg-G ile yaptığım röportajı yayımlamıştım. Bu sefer genç girişimci Ömer Ekinci ile bir röportaj gerçekleştirdik. […]

İzmirliler, Hababam Bar Geliyor! |

İzmirliler, Hababam Bar Geliyor! |
19 Aralık 2013

[…] daha önce DJ arkadaşımdan şu yazımda bahsetmiştim. Arkadaşımın yeni açılan bu mekanıyla ilgili Facebook’taki etkinliğini […]