Çok fazla dizilerle ilgili yazı yazmıyorum. Fakat La Casa De Papel’i izledikten sonra sosyal medyadan kısa birkaç cümleyle geçiştirmek istemedim.
Genelde izlediğim dizi ya da filmler eskisi kadar keyif vermese de (hep aynı konular, aynı olaylar) diziyi izledikten sonra bir soygun filmini diğerlerinden ayıracak şekilde çekebilmek pekala mümkünmüş dedirtiyor insana.
Dizinin Konusu: Profesör lakabıyla bilinen gizemli bir adam yüzyılın en büyük soygununu yapmaya karar verir. Profesör ince eleyip sık dokuyarak ülkenin dört bir yanından kendi alanlarında ünlü kişilerden oluşan bir ekip toplar. Kusursuz bir plan için beş ay yeterlidir. Bu beş ayı eve kapanarak, her ihtimali ölçerek, tartarak, planlayarak ve ek planlar yaparak geçirirler. Süre dolduğunda ise ellerinde kusursuza yakın bir plan vardır. Ancak unuttukları bir şey vardır, bir soygunun başarıya ulaşması için kusursuza yakın bir plan kadar ekip de kusursuz olmalıdır.
Dizinin bölümleriyle ilgili kafa karıştırabilecek şöyle bir durum var. Normalde dizinin bölümleri 1 saatin üzerinde olmasına rağmen Netflix bölümleri kısaltarak yayınlamış. Kısaltarak yayınlamak yetmemiş ve bir de üstüne dublaj yapılmış. Bu dublaj olayı başta biraz rahatsız etti beni. Fakat bir süre sonra insan kendini diziye kaptırıyor.
Netflix’te şu anda 1. sezon için 13 bölüm var. Ayrıca 2. sezonu 6 bölüm olarak internetten bulabilirsiniz. İnternetten bulacağınız 6 bölümlük 2. sezon, dizinin uzun hali ve her bölüm 1 saatten fazla sürüyor. 2. sezonda Netflix’teki gibi dublaj olayı yok. Toplamda 19 bölümlük bir dizi La Casa De Papel.
Dizideki her oyuncu, oyunculuğuyla ve oynadıkları karaktere olan uyumluluğuyla kendini sevdiriyor. Benim favorim Profesör. 😀
La Casa De Papel [Darphane Soygunu] dizisini izlemediyseniz kesinlikle tavsiye ederim. Altyazı sitelerinde çok fazla övmüşlerdi. İyi ki izlemişim dediğim ve bittikten sonra beni bir süre daha etkisinde bırakan nadir dizilerden biri.
Comments of this post
özkan
22 Mart 2020
dünyanın en saçma dizisi. hemde açık ara.