Nedenini pek bilemediğim, fakat uzun zamandır işaret diline karşı içimde “İşaret dilini bilmem gerek.” gibi bir düşünce var. Sanırım kendimi bu konuda biraz sorumlu hissediyorum.
Şu yaşıma kadar çevremde sadece 3-4 kez (otobüslerde ve daha önce çalıştığım otelde) işaret dilini kullanan kişileri görsem de kendimi onların yerine koyduğumda, hayatlarının benim hayal edebileceğimden çok daha zor olduğunu tahmin edebiliyorum. Bu yüzden az da olsa bir şeyler bilmek ve deyim yerindeyse kendimi ifade edebilecek kadar bilmem gerek diye düşünüyorum. Bu aslında birçoğumuz için geçerli bir durum. İçinde yaşadığımız bu hayat sadece bizler için değil.
Yazının konusuna gelecek olursak, yine işaret diline olan ilgimin depreştiği sıralarda Mesut Yazıcı’nın Youtube hesabına denk geldim. Videoları ciddi şekilde bağımlılık yapıcı ve izlerken “İşaret dili aslında o kadar da zor değilmiş.” dedirten ender insanlardan. Bu yüzden de bir anda kendimi saatlerce videolarını izlerken buldum.
Zaman zaman videolarını açıp video kliplerini izleyip işaret dilini ufak ufak öğrenmeye çalışıyorum. Yüz mimiklerini o kadar güzel kullanıyor ki, bunun da insanların işaret diline olan ilgisini arttırmaya neden olduğunu düşünüyorum. Zaten kendisi de işaret dilinin %90’ının mimikler, %10’unun da işaretler olduğunu söylemişti bir videosunda.
Sizlere daha önce 2012 yılında Okan Bayülgen’le ilgili yazdığım şu sayfadaki yazıda da Okan Bayülgen’in işaret diline verdiği önemden bahsetmiştim. Mesut Yazıcı’nın yaptığı videolardan öğrendiğim birkaç kelime sayesinde şimdilerde Okan Bayülgen’in programını izlerken, programdan ziyade işaret dili tercümanlığı yapan Neslihan Kurt’u izliyorum diyebilirim. 😀
Mesut Yazıcı bu yazıyı okuyacak olursa kendisinden bir isteğim var. Mirkelam’ın en sevdiğim parçası ve benim için ayrı bir yeri olan “Hatıralar” parçasına klip çekerse çok sevinirim.
Mesut Yazıcı’nın sevdiğim videolarından iki tanesini yazının altına ekliyorum. İşaret dilini sevdiren adamı merak edenler izleyebilirler.