Bayramın ilk günü, her yıl yaptığım rutin akraba ziyaretlerini yaptıktan sonra sinemaya gitmeye karar verdim. Benimle birlikte sinemaya gelmeyi kabul edecek bir kişi bulamadığım için yalnız başıma sinemaları dolaştım. 16.15 seansına yetişmeye çalıştığım için hızlı bir şekilde iki sinemaya baktıktan sonra, aklımda Cehennem Melekleri ve Başlangıç filmi olmasına rağmen, Karate Kid filminin posterinde Jackie Chan’in resmini görünce “Bu film görülmeye değerdir.” deyip filmi izlemeye karar verdim.
Filmin Konusu: 12 yaşındaki Dre Parker, yaşadığı Detroit’te mutlu bir hayat sürmekteyken, annesinin işleri nedeniyle Çin’e taşınmak zorunda kalır. Çin’deki yaşama uyum sağlayan Dre, sınıf arkadaşı Mei Ying’e aşık olur. Aslında birbirlerine karşı hissettikleri karşılıklıdır, ama aradaki kültürel farklılık bu dostluğu zora sokar. Bu da yetmezmiş gibi, okulun karate yıldızı Chang belalısı haline gelir.Dre, bir Kung Fu ustası olan Mr. Han’la tanışır ve iyi bir dövüşçü olmak için onun yardımını ister. Mr. Han ise bu sporun dövüş ve şiddet için değil, olgunluk ve kontrole için kullanıldığını gösterecektir.
Jackie Chan’in şu ana kadar izlediğim her filmini beğendim. Bu film de beklentilerimi kara çıkarmadı. Filmin dövüş sahneleri gayet iyiydi. Fakat benim asıl beğendiğim yanlarından biri, özellikle Kung Fu dövüş stili ile ilgili vermek istediği mesajlarıydı. Filmi izledikten sonra Kung Fu öğrenme isteği uyandırdı bende 🙂
Filmi izleyenlerden bazılarınız “Hep aynı konular, benzer senaryolar” gibi yorumlarda bulunabilirler. Tamamen zevk meselesi ve ne aradığınla ilgili.
Filme verdiğim puan: 8,5 / 10
İyi seyirler.
Comments of this post