Aslına bakarsanız izlediğim filmlerle ilgili yazı yazıp yazmama konusunda kararsızdım. Ta ki dün gece Nicolas Cage’in oynadığını Knowing ( Kehanet ) isimli filmi izleyene kadar. Açıkçası bu filmi niye izlediğimden hala emin değilim. Neyse yaptık bir HATA 😀
Film ile ilgili spoiler verdim. O yüzden okuduktan sonra bana söylenmeyin. Spoiler’in ne olduğunu bilmiyorsanız yazımı okuduktan sonra az çok ne olduğunu tahmin edersiniz 😀
Evet hata diyorum çünkü gerçekten filmi izlerken geçen zamana acıdım. Bu arada filmin süresi 2 saat. Nicolas Cage’i oyuncu olarak beğenen biriyim. Ama böyle bir filmde neden oynamış anlamış değilim. Muhtemelen filmde oynaması için iyi para vermişlerdir 😀 Çünkü başka türlü böyle bir filmde oynamazdı herhalde.
Filmin konusundan bahsedeyim. 50 yıl önce ( 1959 ) bir ilkokulda sınıflardan birinde seçilen konu üzerine zaman makinesi denen bir kapsülün içine, öğretmen öğrencilerden 50 yıl sonra ( 2009 ) neler olacağını resmetmelerini ister. Çocuklardan yalnızca biri resim yapmak yerine kağıdın üzerini sadece sayılarla doldurur ve kapsül dedikleri zaman makinesini okulun önüne gömerler ve 2009 yılında bu gömülen kapsül çıkartılır ve üzerinde sayılar bulunan bu kağıdı Nicolas Cage’in oğlu alır. Nicolas Cage MIT de çalışan birisi. Kağıdın üzerine içtiği neskafeyi koyar ve bardağın altının izi kağıda geçer. Kafasında şimşekler çakar. İnterneti açıp sayıları araştırır. Ve onların 50 yıl içerisinde olacak olan kötü olayların tarihleri olduğunu öğrenir. Neyse aralardaki detayları atlıyorum. Bir şekilde dünyanın sonunun geleceğini anlar. Filmin sonunda da anlaşılır ki uzaylılar çocukları götürüp başka bir gezegene bırakmaktadır. Bıraktıkları yer de cennet gibi bir yer ve parıldayan bir ağaca doğru çocuklar koşar ve film biter. Bu arada dünyadaki herkes ölür.
Konusunu yazarken bile sıkıldım. Aslında bir yere kadar filmin temposu fena değil gibiydi. Ama ne zaman ki çocukların peşindekilerin uzaylılar olduğunu öğrendim. O zaman filmden soğudum. Nicolas Cage’in bir filmi daha vardı. Onda da dünyayı kurtarmaya çalışıyordu. Dejavu gibi aynı olayı tekrar tekrar yaşayıp duruyordu. Her defasında farklı kararlar vererek bir şekilde dünyayı kurtarmaya çalışıyordu. En sonunda da meğerse gördüklerinin hepsinin rüya olduğunu ama yine kurtarmak için birşeyler yapması gerektiğini görüyoduk. O da bu film gibi çok kötüydü.
Bu filmdeki oyunculuklarına bir şey söylemeye gerek yok. O konuda bir sıkıntım olmadı. Gayet güzeldi. Ama filmin konusu çok basit kalmış. Bilindik konuların ötesine geçememiş.
Bundan sonra izlediğim filmler hakkında da yazılar yazmaya karar verdim. Bu filme 10 üzerinden bir not vermem gerekseydi eğer… Not vermem gerekmediğine göre vermiyorum :D. Çok fazla notu hakedecek bir film değildi bana göre..
Not: Bu yazıda yazdığım gibi diğer yazılarımda filmlerin konusunu yazmayacağım. Bu filmin konusunu yazmamın nedeni filmin bana göre gerçekten çok kötü olmuş olması. Yani izlemezseniz çok bir şey kaybetmiş olmazsınız 😀
Comments of this post